Asalak ” kelimesi aslında, toplumsal gelir sıralamasında alt gelir grubunu, yada siyasi kültürel etimolojide “İlle de odunumun parası” diye tutturan, kaburgası kalın, kafası olura pek basmayan kitleleri tanımlamak için kullanılmaz.
“Asalaklar” aslında Türk Siyaset yaşamının göbeğine yerleşmiş ve sağladığı ulufelerle keyfe gelip, keyifle göbeğini kaşıyanların tanımlamasıdır.
Peki ya kimdir bunlar?
Üniversitede hocada olur, bakan da milletvekili de. Vali’de Müsteşar´da. Hamallık yapandan tutun, hamamda kese atanda, bu “Asalaklar” sınıfına girer.
İşte asalaklar bunlardır. Bunların belirleme gayretine girdiği siyasi yönümüz o yüzden pek sağlıklı olmaz.
Adamına ihale verir, odasını milyonluk mefruşatla döşer, sorarsın, “Adamımız kazansın, ondan aldık” der. Koltuğu da, bir hayli makam üstü, Murat üstüdür. Önünde, bilmem ne mühendisi yazar.
Eşini, milletin içinde utanmadan hırpalar, ünvanı Avukattır.
Din adına her türlü dinsizliği yapar. Eleştirmek, yanlışı söylemek, zinhar dinden çıkartır adamı(!). Ticaretini dün üzerinden dolarla, gayrimenkulle yapar.
Tefecilik yapmaz, borç yerine eşek satar, eşeği yarı fiyatına geri almıştır. Sorarsın, ben faizle borç vermedim der, malını uygun fiyatla geri aldım.
Zamparalıkta tavan yapmıştır, yardımseverler derneğinde en öndedir.
Buna benzer şekilde, sistemin kendine sağladığı faydayı kazanç hanesine sokup, asalak olmaya başlar.
Arsa rantının feriştahını bilir, her türlü kılıf mübahtır. Hatırı sayılır işadamıdır vs. vs.
Sokağa tükürür, komşusuna saygı göstermez, yolun ortasına park eder. “Bu şehirde yaşanmaz, siyasiler sahip çıkmıyor” der, öküz…
Terazide hile yapar, “Artık yaşam pahalılaştı” der.
Hayatında eline kitap almamıştır, eğitimin kalitesini tartışır.
Ayağı topa değmemiştir, ama en iyi teknik direktör eline su dökemez.
Benzetmelerin sayısını artırabiliriz.
Düzen değişmemelidir, değişirse, taşlar yerinden oynar. Sorgulama başlar.
Bu göbeğini kaşıyanlar tayfasından ne zaman kurtuluruz, bilemem.
Bilmem gereken, kurtulmamız gerektiğinin vaciplikten çıkıp, farz olduğudur.
Asalak insanlar, umarım o kaşıntı kurdeşen olur.
‘’Herkes hayattan bir şey almak ister ancak ona bir şey vermek istemez. Çoğu kimse hayata menfaatçi, zorba, asalak bir halde atılır. Hayatın anlamını bu asalaklıkta arar..” Grigory Petrov.
Hakan Dikmen