On bir Ayın sultanı mağfiret, rahmet ve bereket ayı olan Ramazan’ın Erzurum ve ülke olarak huşu içinde son günlerine geldik.
Geçen sene ramazan yine corona nedeni ile hüzünlü geçti. Nerde o eski ramazan sofraları Caddelere iftar sofraları kurulur ve tüm fakir fukara iftar ederdi, birçoğu masadan aç kalksa bile.
Koli koli yardımlar dağıtılırdı fakir ve aç halka AKP İl binalarından ve belediyelerinden Camilerin önlerine stantlar kurulurdu ak partiye üye yapmak için.
eee nede olsa mübarek bir ay Ramazan….
Hatta yardım paketlerini almak için parti üyeliği şartını koymuşlardı, ne kadar hoş ve muazzam bir görüntü değil miydi?
Evet, geçen yıl bir Ramazan ayını da böyle geçirmiştik huşu ve bereket içinde. Dolu dolu yaşamıştık Ramazanı, mahalle iftarlarında. Hatta toplantılar. Yapmıştı çalışkan ve becerikli vekillerimiz gazinolarda bu aç ve çaresiz halkın refah düzeyini yükseltmek için şehrin ileri gelenleri ile… Çok ulvi işler yapıldı bu toplantılarda. Esnafımız ise bir eli yağda bir eli balda idi. Emeklimiz halinden memnun, işçimizin bir dediği iki edilmiyordu çok şükür. Fakir ve açlarımızda iftar sofralarında karınlarını doyuruyordu, daha ne olsun.
Fitre ve zekâtlarımız ise uzak doğuda Myammar’da… Burma’da Budist ve Müslümanlar arasında eşit şekilde dağıtımı yapılmıştı Kızılhaç vasıtası ile. Nasıl olsa her iki dinin eşit olduğunu hariciyemiz kanalı ile öğrendik ve gönlümüz rahat bir şekilde fitre ve zekâtlarımızı vermiştik…
Bu Ramazan ise bambaşka idi Erzurum’da. Yine her yer pırıl pırıl ve mağaza vitrinlerimizde bayramlıklar boy boy. Vatandaşlarımızın refah düzeyi yine muhteşemdi. Gönlü geniş zenginlerimiz yine market yardım çekleri ile fakir ama gururlu halkımızın imdadına ulaştı hamdolsun.
Misafirimiz olan Suriyelileri ise ceplerine harçlıklarını koyarak ülkelerine bayrama gönderdik kafile kafile. Şimdi diyeceksiniz ki bunları hiç bir kontrolden geçirmeden ve ellerini kollarını sallayarak sınırımızdan nasıl geçirdik. Sınırlarımız zaten yolgeçen hanı, oralarda da bir sıkıntı yokta Suriye’de can güvenliği de yok dedikleri bir zamanda, nasıl gittiler oralara Muhacir kardeşlerimiz. Bak işte orada kafam çok karıştı.
Biz yine konuyu dağıtmayalım Erzurum’a dönelim.
Evet, iftarlar verdik, koli koli yardımlar yaptık bu bereket ve rahmet ayı Ramazanda Erzurum’da ve Ülkemizde.
Benim gibi düşünenlerde boşu boşuna telaş yaptılar ve üzüldüler memleket elden gidiyor diye.
Gitti mi pekâlâ, yoook…
Eee bu sıkıntı niye…
Nasıl olsa Suriye ile savaş falan yapmayız. Çünkü Suriye ile artık sınırımız yok. Çünkü kuzeyine Kürdistan’ı kurduk bile.
Irak ile de sınırımız yok orada da bir tehlike söz konusu değil, orada da Kürdistan var…
Ege denizindeki ufak tefek adacıklarımıza da Yunanistan kondu, oralarda tamam.
İran’ı zaten İsrail halleder, Malatya’ya füze kalkanlarını da kurduk, orada da bir sıkıntı yok.
Dışişleri Bakanı “ Komşularımız ile sıfır sorun” sloganı ile yollara çıkmadı mı?
Şimdi rahat bir vaziyette Ramazan Bayramını kutlarız dedik ve kutlayacağız…
Yahu ne bereketli bir aymış bu Ramazan verdikçe veriyor Rabbim. Mevla’mızı da, belamızı da…
Bayramı nasıl geçireceğiz telaşı, çocuklara bayramlık alamama telaşı. Yani anlayacağınız vatandaşın beynini corona nedeni ile yasaklara kilitledik.
Hükümetimiz ise var gücü ile bu Corona ile mücadelede ye yer verdi kongrelerini bile yapmadı.
Vatandaşımızın kahir ekseriyetinde bir eksik var. Sadece ve sadece ufak bir teferruat olan PARA yok. Politik dille söyleyeyim anlamayanlar için. “Güzel ve bir o kadar tevazu yüklü aynı zamanda kanaatkâr ve erdemli halkım, şu anda sizlerin rahat bir bayram geçirmeniz için KAYNAK yok. Zaten karnınızı biz doyuruyorduk ama bunlar bize oy olarak geri dönmedi.”
Nasıl anlatabildim mi?
Benim gibilerde bayramda dudaklarında kısık sesle “ Bayram gelmiş neyime, kan dolmuş yüreğime” türküsünü mırıldanır durur.
Tüm Erzurum’un ve tüm TÜRKİYE’NİN gelen rahmet ve bereket ayı Ramazan’ın Bayramını en içten dileklerimle kutlarım…